Sevgili İstanbullular,

İstanbul iki kıtayı buluşturan noktadaki özel konumuyla tarih boyunca çok büyük bir önem taşımış, imparatorluklara başkentlik yapmış bir kent. Fakat ne yazık ki bu muhteşem kent aynı zamanda bir deprem bölgesinde yer alıyor. Geçmişe baktığımızda İstanbul’un birçok küçük sarsıntının dışında büyük ve yıkıcı depremlere de sahne olduğunu görüyoruz. Buna rağmen bu kadim kent, geçmişte yapılan kısa vadeli, günü kurtarmaya yönelik ve ranta dayalı planlar nedeniyle depreme dayanıklı hâle getirilmedi.

Deprem, yaşadığımız coğrafyanın asla unutulmaması ve önlem alınması gereken önemli bir gerçeğidir. 1999 Marmara Depremi’nde, İstanbul’da da büyük bir yıkım yaşandı ve 981 vatandaşımız hayatını kaybetti. Üzülerek ifade ediyorum ki depremin ardından çıkarılan yasalar yeterince uygulanmadı ve İstanbul, geçen 23 yılda depreme dirençli bir kent olamadı.

Son yıllarda bilim insanları özellikle Marmara Bölgesi’nde şiddetli bir depreme hazır olmamız konusunda uyarılarda bulunuyor. Göreve geldiğimiz 2019 yılında ilgili birimlerimizle İstanbul’u depreme hazırlama konusunda çalışmaya başladık. Deprem Çalıştayı’mızı gerçekleştirdik. Depremi odağımıza alarak alanında uzman isimlerin, bilim insanlarının, STK’lerin, sektör temsilcilerinin de katılımıyla İstanbul’un 2050 yılını planladık ve bu kapsamda “İstanbul Vizyon 2050 Strateji Planı”nı hazırladık.  İBB olarak bu konuda özveriyle çalışırken devletin ilgili kurumlarına da her fırsatta çağrıda bulunduk.

Yaşanan Kahramanmaraş Depremi, hem ülke hem de İstanbul olarak depreme tam anlamıyla hazır olmadığımız gerçeğini bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı. Yaşanan bu afette, İBB olarak tüm imkânlarımızı seferber ettik; başta arama-kurtarma ekiplerimiz olmak üzere ilgili tüm birimlerimizle bölgeye intikal ettik. 16 milyon İstanbullu ile omuz omuza vererek deprem bölgesine yardım seferberliği başlattık. Bu seferberliğin koordinasyonunu sağlamak üzere Yenikapı ve Kartal’daki iki merkezimizi lojistik merkezine dönüştürdük. Ben de ihtiyaçların tespiti için deprem bölgesinde bulundum ve yapılan çalışmaları bizzat yerinde takip ettim. Bu afet bize gösterdi ki, İstanbul’da kaybedecek tek bir anımız bile kalmadı.

İstanbul için yaptığımız çalışmaları bilim insanlarıyla birlikte değerlendirmek ve İstanbul’un deprem eylem planını hızlı bir şekilde hayata geçirmek üzere İstanbul Deprem Bilim Üst Kurulu ile bir araya geldik. 15 Şubat’ta AKOM’da yaptığımız toplantının ardından bu kurulun çalışmalarının İstanbul Planlama Ajansı koordinasyonunda devam etmesini ve bir sonraki toplantının 25 Şubat’ta daha geniş katılımlı bir şekilde gerçekleşmesini kararlaştırdık. Bu süreçte kurul, İBB çalışmalarını belirlenen çerçeve kapsamında ve 7 başlık altında inceleyerek değerlendirmelerini hazırladı. Bilim insanları, sivil toplum temsilcileri, alanında uzman isimler ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla 25 Şubat’ta “İstanbul Deprem Çalışma Grubu Toplantısı”nı gerçekleştirdik. Bu toplantının sonuçları, İstanbul’u depreme hazırlamak için bize yol gösteren bir rapora dönüştü.

Önümüzdeki süreçte yapılan tüm çalışmaları şeffaf bir şekilde İstanbullulara aktarabilmek için istanbulgucleniyor.ibb.istanbul platformunu oluşturduk. İBB’nin deprem konusundaki çalışmalarına, raporlarına, merak ettiğiniz tüm sorulara bu platform üzerinden şeffaf bir şekilde ulaşabileceksiniz. Bireysel olarak sunacağınız her türlü öneriyle de bu seferberliğin bir parçası olabilirsiniz.

Şu an için afet bölgesi olan 11 ilimizi ve İstanbul’u konuşsak da Türkiye’mizin birçok bölgesi, şehri ve ilçesi deprem riskini taşıyor. Ülkemizin lokomotifi olan İstanbul’da hayata geçirilecek bilimsel temelli çalışmalar, tüm ülkemizin depreme dirençli hâle getirilmesi açısından da rehber olacaktır.

Aynı acıları bir daha yaşamamak için uzmanların ve değerli akademisyenlerin görüşleri ışığında, aklın ve bilimin çizdiği yolda ilerleyerek kentlerimizi hızla depreme hazır hâle getirmek için çalışacağız.

Saygılarımla,

Ekrem İmamoğlu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı